Kamu Harcamaları ve Kamu Harcamalarına Yönelik Görüşler

Kamu harcaması,kamu ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yetkili kişilerce gerçekleştirilen,zaman içerisinde sürekli artma eğilimi içerisinde olan ve para şeklinde yapılan ödemelerdir.

Kamu harcamalarının temel özellikleri;

Kamu tüzel kişileri tarafından yapılır.
Kamusal ihtiyaçları karşılar.
Belirli usuller dahilinde yapılır.
Karşılığında para ödenir.
Kamu harcamaları artma eğilimi gösterir.

Kamu harcamalarının özel harcamalarla başlıca farkları,
Kamu harcamaları gelirden önce belirlenir.
Kamu harcamaları siyasi ve iktisadidir.
Kamu harcamaları hacimli ve etkilidir.
Kamu harcamalarında kar öncelikli değildir.


Kamu harcamaları sürekli artış eğiliminde olup bu artışın nedenlerini açıklamaya yönelik çeşitli görüşler mevcuttur.
Kamu harcamalarının artışını açıklamaya yönelik görüşleri kısaca anlatmaya çalışalım.

Wagner kanunu, Peacock –Wiseman yaklaşımı ve diğer görüşler (sosyal refahın artırılması yaklaşımı, maksimizasyon yaklaşımı, ekonominin gelişme sürecinin kamu harcamalarını etkilediği yaklaşımı) olarak sınıflandırılabilir.


Peacock-Wiseman yaklaşımına göre, kamu harcamalarındaki artışı,kamu gelirlerindeki artışla açıklamakta,savaş gibi büyük bunalım dönemlerinde söz konusu harcamaların sıçrama yaptığını, bunalım sonrası dönemlerde de eski düzeyine inmediği belirtilmektedir.


Wagner kanunu, kamu giderlerindeki artışı devlet faaliyetlerindeki sürekli artışla açıklamaktadır.Buna göre, bir ekonomide kişi başına düşen gelir artarken kamu kesiminin nispî hacmi de buna bağlı olarak büyümektedir. Bir ekonomi sanayide ilerledikçe o ekonomideki genişleyen pazarlar ile bu pazarlar içindeki üniteler arasındaki ilişkiler karmaşık bir hale gelmektedir.


Karmaşık hale gelen ilişkiler, bu ilişkileri adil bir sistem içinde düzenleyecek hükümlere ihtiyaç gösterir. Ayrıca paralel olarak şehirleşme ve yüksek seviyedeki nüfus yoğunluğu dışsallıkların daha belirgin olması sonucunu doğuracak bu da kamu kesimi yönünden yeni düzenlemeler yapılmasını gerektirecektir. Bundan dolayı A. Wagner bir ülkede özellikle asayiş ve güvenlik, bankacılık hizmetlerinin, adli hizmetlerin önemini ve bu hizmetlerin kamu kesimi tarafından yeterli ölçüde yerine getirilmesinin lüzumunu vurgulamaktadır. Bu ihtiyacın karşılanması da elbette kamu harcamasını artıracaktır.


Wagner,kamu harcamalarının en azından belli bir süre milli hasıladan daha hızlı yükseldiğini belirtmiştir. Bu yaklaşıma göre kamu harcamalarının artışı politik süreçle ilişkilendirilmektedir. Politik süreç içinde yer alan aktörler (seçmenler, politikacılar, bürokratlar, baskı grupları) kamu harcamalarını artırmaktadır.


Kamusal Tercihler Teorisine göre devletin aşırı büyümesi ekonomik ve politik yozlaşmayı da beraberinde getirmektedir. ‘Piyasa başarısızlığına’ karşı ‘devletin başarısızlığı’ teorisini geliştirmişlerdir.
Keynesyen politikaları eleştirerek kamu ekonomisinin de piyasa ekonomisi gibi kendi başına optimumu sağlamaktan uzak olduğunu savunmuşlardır.


Sosyal refahın artırılması yaklaşımında amaç sosyal refahın maksimize edilmesi olup bu doğrultuda kamu harcamalarına yön verilmesi söz konusu olacaktır.Maksimizasyon yaklaşımına göre demokrasi ile yönetilen ülkelerde hükümetler kendi yaşam sürelerini maksimum kılmaya çalışırken seçmenler de kendi gelirlerini maksimum kılmaya çalışırlar.Ekonominin gelişme sürecinin kamu harcamalarını etkilediği yaklaşımı konusunda Rostow ve Musgrave’e ait görüşler bulunmaktadır.Musgrave’e göre bir ülke ekonomisinin gelişim sürecini tamamlamasına bağlı olarak, eğitim,sağlık ile diğer sosyal harcamalar artmaktadır.Rostow ise, kamu giderlerinin artışını ekonomik gelişme ile açıklamaktadır.

Yorumlar